İL MÜFTÜSÜ DOÇ. DR. ŞAHİN GÜVEN

İL MÜFTÜSÜ  DOÇ. DR. ŞAHİN GÜVEN

İLE RÖPORTAJ

İL MÜFTÜSÜ  DOÇ. DR. GÜVEN  ?ORTAK PAYDAMIZ  ?ÜMMET KAVRAMI´ OLMALIDIR?

Sevgili  Okurlar;  3 haftalık  Yaz Tatili  molasının ardından  yeniden  sizlerle birlikteyiz? Bu haftada ?Haftanın Röportajı´ ilginizi çekecek bir konukla karşınızda?. Bu haftaki konuğumuz bir süre önce İl Müftülüğü koltuğuna oturan  Sn. Doç.Dr. Şahin  Güven oldu. Henüz çiçeği burnunda il müftümüz, Sayın Doç. Dr. Şahin Güven bey ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik . Şahin Güven hocam akademisyen bir insan ama diyanet işleri başkanlığında muhtelif birimlerinde daha önce de görev almış bir insan. Yani müftülük, diyanet çalışmalarına yabancı birisi değil. Ne görevler yaptığını bizlere kendisi aktaracak deyip hocama öncelikle merhaba diyorum. Hocam yeni bir göreve başladınız. İsternesiz sizi önce tanıyalım, Şahin güven hocam kimdir? Hangi görevleri almıştır? Nerelidir? Sizi biraz tanıyabilir miyiz?

GÜVEN ?KURUMA YABANCI DEĞİLİM?

Ş. GÜVEN: İsmim Şahin Güven, aslen Afyonluyum. 1993 yılından itibaren Kayseri´de yaşamaktayım. Kayseri´ye tefsir anabilim dalında yüksek lisans yapmak için geldik. Daha sonra Kayseri´de kaldık. Kahire El-Eser üniversitesini bitirdim. 89 ? 93 yıllarında orada okudum. Daha sonra 96´da Erciyes Üniversitesi´nde araştırma görevlisi olarak başladım. Ancak bu zamanda Bünyan´da 1 yıl öğretmenlik yaptım. Daha sonra değişik okullarda derslere girdim. Daha sonra üniversitemizde araştırma görevlisi sınavını kazandım ve 2004 yılına kadar burada kaldıktan sonra kurumlar arası geçiş yaparak diyanet işleri başkanlığına geçtim. Şuan da oturmakta olduğumuz il müftülüğünde vaiz olarak göreve başladım. Bu arada Avusturalya ? Sidney´de bir yıl din görevlisi olarak görev yaptım. Daha sonra 2011 yılında Kayseri´ye geri döndüm ve 2012 yılından bu zamana kadar Dekan yardımcılığı görevi yaptım.

C. ÜSTEN: İnşallah hayırlı olur hocam, bizde bunları duyduğumuza sevindik. İsterseniz yavaş yavaş sorularımıza başlayalım. İl Müftülüğü ne görevler yapar illerde? Ehemmiyeti nedir? Layıkıyla yapılıyor mu?

?HALKIMIZIN HUZURU, MUTLULU VE BARIŞI İÇİN ÇALIŞIYORUZ?

Ş. GÜVEN: Diyanet İşleri Başkanlığımız, Genel Kurmay Başkanlığımız ile aynı gün ve karar ile açılan bir kurumumuz. Kurulduğu günden bu yana halkımızın her hangi bir mezhep, meşrep farkı gözetmeksizin herkese hizmet etmeye çalışan, elinden hizmeti yerine getirmeye çalışan bir kurumumuz. Tabiki ülkemiz Müslüman bir ülk, camisi, cemati aynı zamanda cenazesi, her türlü işlemlerinde Diyanet İşleri Başkanlığı´nın şehirlerdeki yapılanması İl Müftülükleri, İlçe Müftülüklerimiz halkımızın hizmetindedir. Çevremizdeki müslüman ülkelere baktığımız zaman din görevlilerin ülkeyi yönetenlere silah çektiğini göz önünde bulunduracak olursak, ülkemizdeki huzur ve güvenin Diyanet İşleri Başkanlığı´nın payı var diye düşünüyorum. Diyanet İşleri Başkanlığımız bütün birimleriyle halkımızın huzuru, mutlulu ve barışı için çalışıyor. Yanlış yapanlar varsa, gereği yapılır. Her kurumda böyle durumlar olur. Ancak bir bütün olarak müftülüğümüz ve Diyanet İşleri Başkanlığı´mızın bütün birimleri ülkemizin dini ve manevi hayatına katkı sağlayan önemli hizmetler yürütüyor diye düşünüyorum.

C. ÜSTEN: Dönemsel olarak gerek ülkemiz, gerek islam ülkeleri biraz sıkıntılı süreçten geçiyor. Biraz ümmet kavramından bahsetmenizi isteyeceğim. 100 yıllardır islam dünyası ümmet şemsiyesi altında birlik beraberliğini korumaya çalışmış. Bu kardeş kavgaları neden kaynaklanıyor? Bizi biraz aydınlata bilir misiniz efendim?

?ORTAK  PAYDAMIZ  ?ÜMMET KAVRAMI´ OLMALIDIR?

Ş. GÜVEN: öncelikle şunu bilmek durumundayız. Hepimiz çocuklarımıza birşeyler öğretiyoruz değil mi? Kimin milletindensin? ? İbrahim milletindenim. Kimin ümmetisin? ? Hz. Muhammed´in. Bizler hanif dinine mensup olarak ve Efendimiz Hz. Mustafa (SAV) gelmiş olan Kuran-ı Kerim´e, onun hayata geçmiş olan sünnetine baktığımız zaman, Peygamber´imizin en yakın arkadaşlarının farklı ırklardan olduğunu görürüz. Örneğin Bilali Habeşi, Habeşistandan gelmiş, siyahi bir köle. Aynı zamanda Selmanı Farisi diyoruz. İranlı. Hz. Allah ayeti kerimesinde bütün insanlığa sesleniyor. ?Ey insanlar, hangi ırktan, hangi mezhepten, hangi dinden olursanız olun, Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık.? Yani bütün insanlığın atası, Hz Adem ve Hz Havva´dır. Hepimiz aynı atanın evlatlarıyız. Daha sonra çeşitlenmeden olmuştur. Ayeti kerimenin devamında ?Biz sizleri farklı ırklara, soylara, başka kabilelere ayırdık. Niçin? Birbirinizle iyi tanışasınız diye? yani dövüşesiniz diye değil. Bir birinizi hakir göresiniz diye değil. Bunu şöyle basit bir örnek de verebiliriz. Aynı köyde olan iki insan şehire gittiği zaman birbirine yardım eder. Özellikle Fransız İhtilali´nden bu zamana milliyetçilik akımı olan dönemde, her ırk, her topluluk kendisine ait, bir devlet kurma yoluna başvurmuştur. Bu durum bizim Osmanlı İmparatorluğu´muzu yıkan en önemli unsurlardan olmuştur. Fakat şunu hem Kayseri´li hemşerilerimiz hem de bütün insanlar şunu bilmeliler ki, iki tane dünya savaşı yaşamış olan batı, iki dünya savaşının ikisini de onlar başlattı, şuanda Avrupa Birliği adı altında bir araya geliyorlar. Nerdeyse sınırları kalmadı, ortak ekonomik birliktelikler, ortak siyasi birliktelikler, ortak kültürel birlikltelikler. Bu birliğin insanları aynı ırktan mı? Hayır. Aynı dili mi konuşuyorlar? Hayır. Öyleyse biz müslümanlar olarak şunu bilmek durumundayız. Ben, benim gibi bir türk kardeşimle sadece anlaşmak ve tanışmak için birbirimizi tanıyabiliriz. Onun haricinde karşımızdaki kardeşimiz, farklı bir dine mensup olsa da o bizim kardeşimizdir. Kardeşlik hukukunu yerine getirmek durumundayız. Yine Allah-u Teala ayetinde ?müminler kardeşdirler. Eğer kardeşlerinizin arasında bir problem çıkarsa bunu hemen ıslah edin, düzeltin, barışı sağlayın.? Aslında şuan da kardeş kavgası içerisinde özellikle Orta Doğu´daki müslümanlar. Bunun en önemli sebeplerinden birisi cehalet, birisi kendi kabilesini üstün olarak görmesi hadisesi. Bunlar ikisi de islamda olmayan şeylerdir. Hatta daha ileriye gidelim. Aynı ırktan olan insanlar neden birbirleriyle kavga ederler. Bu sefer devreye diğer farklılıklarımız girer, mezhep farklılıklarımız gibi. Oysa mezhep farklılıklarımız bizim için bir zenginliketir. Aynı aileyi oluşturan gençler, karı ile koca aynı fikirdeler mi? Hayır. Ama aynı hayatı idame ettirip, aynı yastığa baş koyabiliyorlar, çocuklarını yetiştirebiliyorlar. Buradan şunu söylemek istiyorum. Müslümanlar kardeştir, kardeşler birbirlerine karşı değil silah çekmek, tebessümü bile esirgememelidirler.

C. ÜSTEN: Hocam Hac farizasının başladığı bir dönemdeyiz. İlimizden de ilk kafilye uğurladık, ikinci kafile de bu gece yola çıkacaklarmış, biraz hac farizasından bahsedelim. Öncelikle Hacca gitmek isteyen vatandaşlarımıza bir kota uygulaması var, kura ile belirlemeler var. Gitmek isteyenler hazır olanlar da birkaç yıl bekleme durumunda kalabiliyorlar. Bunu vatandaşlarımız bunun nedenini tam olarak algılayamıyorlar. Burad tam neden nedir?

?HAC  KOTASI´NIN  MÜSEBBİBİ  SUUD HÜKÜMETİDİR?

Ş. GÜVEN: Öncelikle Hac farizamızın İslamın şartlarından birisi olduğunu, hacca gitmenin de farzları olduğunu vatandaşlarımızın bilmesi gerekiyor. Bunlardan bir tanesi de güç yetirebilmek. Bu durum maddi imkan ile alakalı gibi gözüküyor ama diğer bir şartlarından birisi de yol güvenliği ve oradaki güvenlik. Öncelikle vatandaşlarımızın şunu bilmesi lazım. Biz gitmek isteyen ne kadar hacı adayımız varsa hepsini götürmeye Diyanet İşleri Başkanlığı olarak muktediriz. Bu imkanları hazırlayabiliriz. Gittiğimiz yer, Mekke ile Medine, Suudi Arabistan Hükümeti belirli bir kota koyuyor ülkelere, o kotaya göre hacı adaylarını kabul ediyor. Hepimiz biliriz ki 5 milyon hacı adayı ağırlayacak bir şehre 15 milyon giderse hizmetler felç olur. Bu sebeple bu uygulamalardan dolayı ülkemize her yıl belirli bir kota veriliyor, bu kota ile hacı adaylarımızı kura çeker götürüyoruz. Bu yıl biliyorsunuz, 7 yıldır başvuru yapmış ama kurada çıkmamış bütün hacı adaylarımızın hepsini kurasız olarak götürüyoruz. Diyanet İşleri Başkanlığı´mız onlara böyle bir imkan tanıdı. Ancak her yıl aslında 3-4 yıl öncesine kadar gerek Diyanet İşleri Başkanlığı´mız gerekse hükümet yetkililerimiz, Suud Hükümeti ile anlaşarak eğer diğer ülkeler kotalarını dolduramazsa o ülkelerin kotasını da ülkemize aktarma gibi durumları olabiliyordu. Fakat son birkaç yıldır harem bölgesinde Kabe´de inşaat devam ettiğinden dolayı buna izin vermemektedirler. Biz gitmek isteyen hacı adaylarımıza şunu söylüyoruz; ?siz her yıl müracaat edin, Allah ne zaman size nasip ettiyse o zaman hacca gidersiniz?

C. ÜSTEN: Hocam yaklaşan kurban bayramı var, birazda isterseniz ondan bahsedelim. Yine kurbanlık bulma telaşıyla start veren bir sürece girmiş bulunuyoruz. Tabi giderek tatil kavramı işin içine girdi. Ama Allah´a şükür bizim ilimizde hala herşey anlamına uygun olarak değerlendiriliyor. Kurban Bayramını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bunun ehemmiyeti nedir?

?KURBANLARINIZ  İÇİN  DİYANET  VAKFI DOĞRU ADRESDİR?

Ş. GÜVEN: Kurban arapça manasıyla yaklaşmak demektir. Kurban Allah´a yaklaşmanın bir vesilesidir. Bizler, Kurbanlarımızı keserek aslında Allah´a olan bağlılığımızı göstermiş oluyoruz. Çünkü kesmiş olduğumuz kurbanların ne etleri ne kanları Allah´a ulaşır, bizler sadece takva lı bir mümin olmalıyız. Neyi kestiğimiz önemli değil, ne kadar paralık bir kurban kestiğimiz önemli değil, önemli olan kurban kesmektir. Kurban kesmeninde en önemli şeyi zenginlik nisbetinde bir kurban kesmesi gerekir. Bazen vatandaşlarımız şunu soruyorlar, ?evde, beyin, kadının, çocuğun zenginliği var ama bir tane kurban kesebilir miyiz?? hayır, kurban kesmek hem kadın hem de erkek, zengin olan herkese şarttır. Onun için herkesin kesmesi gerekir. Bir de şu var; kurban kesme durumu olmadığı halde, yani kesme şartları olmadığı halde etrafımızdaki eş, dost, komşu ne der diyerek, sıkıntıya girip kurban kesen vatandaşlarımız var. Bu doğru değildir. Kurban, imkan olanların kesip, imkan olanlara ikram ettiği bir bayramdır. O zaman biz kime ikram edeceğiz? Bu önemli bir husus. Çok güzel bir konuya da değinmek istiyorum. Çok güzel bir gelenek oluştu son yıllarda, evde bir kurban kesiliyor, ikinci kurbanımız genelde yurt içi ve yurt dışı ihtiyaç sahiplerine bir bütün olarak vekalet yoluyla kurban kesme dediğimiz, Diyanet İşleri Başkanlığı´mız aracılığıyla bütün dünya ülkelerine müslüman olmasa bile fakir olan ülkelere gidip kurban kesip, oradaki öncelikle müslüman vatandaşlarımıza, sonra diğer insanlara kurban hizmetini götürüyoruz. Diyanet İşleri Başkanlığı´mız bu yıl da aynı şekilde nerede ne zaman kesildiğini sizleri bilgilendirerek kesmiş oluyor. Bu imkanı değerlendirebiliriz. Son yıllarda çok gelişmiştir. Şehirleşmenin çok geliştiği bu yıllarda, insanların kurbanlarını kesip ihtiyaç sahiplerini bulması çok zor. İkinci husus da çevremiz ile bir hadise, çevremizde bir gelenek var, genellikle Kayseri´mizde kurban etlerimizden uzun süre istifade edelim diye sucuk yapılıyor, evde depolanması için bir takım şeyler yapılıyor. Bu bağlamda ben sizin aracılığınız ile Kayseri halkımıza hemşerilerimize şu hususu duyurmak istiyorum. Kayseri´de yaşayan mültecilerimiz var, bunların evine belki yılda bir defa sadece Kurbanda et giriyor, Peygamberimiz şöyle yapardı; üçe ayırırdı, üçte birini hane halkına, üçte birini gelen misafirlere ikram, kalanını da fakirlere dağıtırdı. Böyle yaparsak iyi olur. Kayseri´li hemşerilerimiz hele de maddi imkanı yerinde olanlar bundan sucuk yapacaklarına, evde bıraklarına, fakirlere ulaştırsınlar. Eğer ulaştıramıyorlarsa bizler vasıtası ile ulaştırabilirler. Bizler gerekli yerlere ulaştırabiliriz.

C. ÜSTEN: Hocam son olarak şu konuya da bir açıklık getirmenizi rica ediyorum. Malum seçim arefesindeyiz. 7 haziran seçimlerinde de vardı, tekrar başlamnış, şehrimizin duraklarına, posta kutularına ?oy vemenin şirk olduğunu, oy vermenin günah olduğunu belirten´ yazılar asılıyor. İnsanların kafa karışıyor. Zaman zaman bizim haber merkezimizi arayıp aydınlatıcı bilgi alınmasını söylüyorlar. Oy vermek şirk midir? Oy vermek insanın imanına bir halel getirir mi?

?OY KULLANMAKLA ŞİRKE GİRMEZSİNİZ?

Ş. GÜVEN: Evet böyle bir durumun olduğuna dair bende bilgi aldım. Bunun bir siyasi tarafı var, onu siyasiler kendileri düşünsün. Ancak dini açıdan şunu söyleyebiliriz. Açık bir şekilde küfre, şirke bizi davet etmediği sürece hiçbir partimize bu anlamda şunu diyemeyiz, bunlar şu partiye oy verdikleri için küfür içerisindedirler, bunu diyemeyiz. Oy verme hadisesi ameli bir durum değildir. Bu bağlamda vatandaşlarımızın kendi vicdanlarını kalplerini iyi değerlendirip, vicdani durumlarını iyi değerlendirip, aynı zamanda kendilerine en yakın buldukları siyasi partiye oy verebilirler. Şunu vatandaşlarımızın bilmesi gerekir, bu bir şirk olayı, küfür olayı değildir, ancak müslümanlar şunu da bilmek durumundadır, oy verdikleri insanlara, dinlerine halel getirecek bir şey yapmamalarını isteme hakları vardır. Kaldı ki ülkemize, dinine diyanetine saygılı olan, hürmette kusur etmeyen siyasi yapılarımız vardır. Bu açıdan birlikte düşünmeleri gerekir. bu yazılar art niyetli bir yaklaşımdır.

 



Başkan Büyükkılıç, AK Parti Kayseri İl Başkanlığı Yönetim Kurulu Toplantısı’na katıldı

Kocasinan, drone ile tüm açık alanları ilaçlıyor

Başkan Büyükkılıç’a şehrin tebrik ziyaretleri sürüyor

Genç dostu başkan, öğrencilere TBMM gezisi sözü verdi

Engelli ve eski hükümlü hibe desteği

23 Nisan'a özel "çocuk treni" yola çıkıyor

Çocuk Başkan, Çanakkale gezisi talimatı verdi

Başkan Yalçın'a 23 Nisan ziyareti

Kayserililer, Gök Gözlem Evi ile uzayın derinliklerine yolculuk yaptı

Kayseri Çocuk Kitap Fuarı ve Şenliği yoğun ilgi görüyor

Kayseri OSB’de Teknik Kampüsün Temelleri 2025’te Atılacak

Yeşil projesi ile hava kirliliğinin azaltılması için önemli bir adım atıldı

23 Nisan mesajında çocuklara özel projeleri sıraladı

Drift atan sürücüye 38 bin TL ceza

Her ay 225 çölyaklıya gıda paketi

Özhaseki'den Büyükkılıç'a "hayırlı olsun" ziyareti