AŞKIN TARİHİ ‘GÖZYAŞI ŞİŞELERİ’NDE SAKLI

AŞKIN TARİHİ ‘GÖZYAŞI ŞİŞELERİ’NDE SAKLI

Kayseri Arkeoloji Müzesinde bulunan ve tarihi, milattan önce 400 yılına kadar dayandığı belirtilen "gözyaşı şişeleri" aşkın geçmişi hakkında ipuçları veriyor

Tarihi, milattan önce 400 yılına kadar dayandığı belirtilen, kadınların askere giden ya da hayatını kaybeden eşleri için akıttıkları gözyaşlarını sakladıkları şişeler, hem tarihe hem de hem de aşkın geçmişine ışık tutuyor.

Kayseri Arkeoloji Müzesi'nde bulunan ve milattan önce 4. yüzyıla kadar dayandığı belirtilen gözyaşı şişeleri, 14 Şubat Sevgililer Günü öncesi ilgi çekiyor.

Farklı dönemlerde kadınların sevgilerini ve aşklarını anlatmada kullandıkları gözyaşı şişelerine akıtılan gözyaşları, aşkın geçmişte nasıl yaşandığına dair ipuçları da veriyor.

Erciyes Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nilay Çorağan, yaptığı açıklamada, gözyaşı şişelerinin hikayesinin antik döneme kadar uzandığını söyledi.

Gözyaşı şişeleriyle "Unguentarium" adı verilen objelerin, aynı kap formuna sahip olduğu için birbiriyle özdeşleştiğini belirten Çorağan, bu objelerin Roma dönemi sonu ve Bizans dönemine kadarki süreçte insanoğlunun hayatında önemli yere sahip olduğunu ifade etti.

Unguentariumların camdan ve seramiklerden üretildiğine dikkati çeken Çorağan, yağ, parfüm, krem ve farklı sıvıların da bu şişelerde saklandığını dile getirdi.

Gözyaşının çokluğu sevginin büyüklüğünü gösteriyor

Gözyaşı şişelerinin kap, tüp, şamdan ve makara biçimi olmak üzere birçok çeşidinin olduğunu belirten Çorağan, şunları kaydetti:

"Sevgiyle ilintisi nedir diyecek olursak, antik dönemde bu şişelerin içerisine, ölenlerin arkasından ölüye saygı ve üzüntülerini belirtmek amacıyla insanların, göz yaşlarını biriktirdiği, ardından mezarlara konulduğu da biliniyor. Özellikle kap, tüp, şamdan ve makara biçimi olmak üzere çeşitleri var. İran'da kadınların, oğulları ya da eşleri savaşa gittiklerinde gözyaşlarını bu şişelere dökerek biriktirdikleri rivayet edilir. Yine Avrupa'da tıpalı gözyaşı şişelerinin geliştirildiği bilinmekte. Aynı şekilde kadınların eşlerinin arkasından, ölenlerin arkasından gözyaşlarını bu şişelere biriktirip tıpayla kapattıklarını biliyoruz. Bu tıpa aslında gözyaşının buharlaşıp yok olmasını da engelliyor. Buharlaşıp yok olduğu andan yas bitiyor. Bir anlamda yası içerisinde saklamak kederi, üzüntüyü, içinde saklamak anlamına da geliyor."

Sevgililer Günü'nün yarın kutlanacağını dile getiren Çorağan, "Amerika'da 1860'lı yıllarda Eyaletler Arası Savaş döneminde kadınların savaşa giden eşlerinin ardından gözyaşlarını bu şişelere biriktirdikleri söylenmekte. Ne kadar çok gözyaşı biriktirirse, sevgisinin büyüklüğünü de o kadar kanıtlanıyor." ifadelerini kullandı.

Çorağan, şişelerde yer alan gözyaşlarının bir vefa örneği olduğunu sözlerine ekledi.

İzmir'den müzeyi ziyaret için gelen Merve Naz Akan ise aşkın tanımının zamana göre değiştiğini, o dönemde şişelere akıtılan gözyaşlarının güzel bir davranış olduğunu söyledi.


Haber Kaynak : HABER MERKEZİ

Akrep yedikten sonra hayatını kaybeden adam toprağa verildi

Ahmet Özsarıyıldız hayatını kaybetti

Eşini rehin alan şahsı böyle ikna etti: "Ben sana kurban olurum"

Başkan Büyükkılıç, eşi ile 'Kayseri Yağlaması' yaptı

Sedat Kılınç’ın acı günü

Kayseri’de yılın ilk bebeği ‘Ceylin’ oldu

Can dostların huzurlu yuvası Talas Pati Evi

Annesinin böbreği sayesinde hayata tutundu

Kayseri’de 26 farklı noktada 302 polis ile asayiş uygulaması

AK Parti İlçe Başkan Yardımcısı son yolculuğuna uğurlandı

Down sendromlu Büşra'nın gelinlik hayali gerçek oldu

Melikgazi’de geleneksel salça kaynatma günleri başlıyor

Ağabeyini sırtında taşıyor

Büyükkılıç, İmam Hatipliler Derneği Aile Pikniği'ne Katıldı

Sinemaya Günleri Belsin ve Kazım Karabekir ile Devam Etti

Kuru ekmek satarak geçinmeye çalışıyor